CHP Mersin il Başkanı Adil Aktay, bütün Türkiye’yi ürküten şarbon olayıyla ilgili olarak yaptığı basın açıklamasında 6 ay önce dikkat çektiği kimi konularda bakanlıkça tedbir alınmamasının ürettiği vahim sonuçlara değindi.
“Mersin limanından kötü kokular geliyor” dediklerinde , tarih 23 Şubat 2018 olduğunu söyleyen Aktay, Mersin milletvekillerimiz ve hayvan hakları savunucularıyla birlikte bir basın toplantısı düzenlediklerini, son derece sağlıksız koşullar altında Brezilya’dan, Mersin Limanı’na 27 bin büyükbaş hayvan getiren NADA adlı gemi hakkında kamuoyunu uyardıklarının söyledi.
Aktay, yetkililere seslenerek, “Bu gemiyi karantinaya alın ve içindeki hayvanların bağımsız veterinerler tarafından şeffaf bir şekilde denetlenmesini sağlayın” çağrısı yapmıştık. Konuyu Savcılığa, Valiliğe iletmiştik” dedi.
CHP il başkanı Aktay konuşmasına şöyle devam etti:
“6 ay sonra bugün, Türkiye şarbon belasıyla karşı karşıya. Ankara’da, İstanbul’da, yurdun dört bir yanında şarbon vakaları görülmeye başladı. 6 ay önce Mersin’e kötü kokular yayan zihniyet, bugün ülkenin dört yanına hastalık bulaştırıyor. 6 ay önce Mersin limanına gelen 27 bin büyükbaş hayvanın dışkı ve idrar içinde, aç ve susuz bir şekilde yola çıkarıldığı, bunun ciddi halk sağlığı sorunlarına yol açabileceği, daha gemi Brezilya’dayken tespit edilmişti. Uzmanların gemide yaptıkları incelemelerin ardından Brezilya yargısı, geminin boşaltılmasına karar vermişti. Bununla da yetinilmemiş, bu koşulları düzeltinceye kadar Türkiye’ye canlı hayvan ticaretini durdurma kararı verilmişti.”
“Ancak ne olduysa oldu, gıda tekellerinin baskısı ve Türkiye Konsolosluğu’nun girişimiyle gemi Brezilya’dan kalktı ve Mersin’e kadar geldi. O gün şöyle demiştik: “Olağanüstü kötü koşullarda, haftalarca taşınan bu hayvanlar hem kendileri hastalanıyor, hem de geminin ziyaret ettiği yerlerde halk sağlığı sorunlarına neden oluyorlar. Şimdi aynı risklerle bizler karşı karşıyayız.” Ama iktidar her konuda olduğu gibi, bu konuda da gerçeklere kulaklarını tıkamaktan, görmezden gelmekten başka bir şey yapmadı.”
Bu açıklalarının üzerinden 6 ay kadar bir zaman geçtikten sonra, Ankara’dan şarbon haberi geldiğini söyleyen. Aktay Hemen açıklama yaparak, NADA gemisini hatırlattıklarını yine de duyan olmadığını söyledi.
Sonra peş peşe Şarbon vakası haberleri gelmeye başladı. Sivas, İstanbul ve son olarak Bitlis… İki ay önce şarbon tespit edilen Kocaeli’de gerekli önlemlerin alınmadığı, yeniden ortaya çıkan vakalar ile görüldü.
Geldiğimiz noktada, vatandaşlarımız haklı olarak endişeli. Ama Sayın Tarım ve Orman Bakanı, Çernobil faciasından sonra, çaydaki radyasyonun tehlikeli olmadığını kanıtlamak için çay içerek şov yapan Bakanlar gibi, “Vatandaşlarımız gönül rahatlığıyla et yiyebilir” diyor.
Tarım Bakanı’na seslenen Aktay şöyle dedi:
“Siz, önce, şarbonun görüldüğü ithal hayvanların hangi gemiyle, ne zaman Türkiye’ye girdiğini kamuoyuna açıklayın. Aynı gemiyle gelen hayvanların tamamı acilen karantinaya alındı mı alınmadı mı, onu söyleyin. Hastalık şüphesi taşıyan büyük baş hayvanların, şeffaf bir şekilde bağımsız veterinerlerin ve ilgili meslek örgütlerinin katılımıyla, acilen denetlenmesini sağlayın. Şarbon vakalarının görüldüğü bölgelerde karantina, denetim ve aşılama çalışmalarını kamuoyunun bilgisi ve denetimi altında gerçekleştirin.”
Akdağ “Bugün şarbon olur, yarın bir başka hastalık… Türkiye, hayvancılıkta yerli üretimi korumaz ve teşvik etmezse, bu iktidar, yerli ve yabancı gıda tekellerinin güdümünde kalmaya devam ederse, dha pek çok, büyük sağlık sorunuyla karşı karşıya kalabiliriz.” dedi.