Röportaj: Yılmaz YILDIZHAN
Başkanım, Mezitli’ye yakışan güzel bir bina yapmışsınız. Sanırım kendi imkanlarınızla yaptınız. Yeni binanın özellikleri hakkında bilgi verir misiniz?
– Aslında belediye binaları, belediye yönetiminin küçük bir parçasıdır. Gelişmiş ülkelerdeki tarihi kentlere bakarsanız, hangi binanın belediye binası olduğunu yabancı dil bilmeseniz dahi anlarsınız. Belediye binaları, o kenti temsil eder. O nedenle belediye binaları simgesel, o kente yakışan bir yapı olması idealdir. Belediye kimsenin malı değil, halkın malıdır.
Mezitli, deniz kenarında bir yer. Gönül arzu ederdi ki, belediye binası da deniz kenarında bir yer olsun! Ama böyle bir yerimiz olmadığı için, yıkılacak olan eski hal alanı ve kaldırılacak olan sanayiyi de düşünerek, nazım planda kent meydanı olarak düşünülen bir yere konumlandırdık. Bu çevre boşaldığı zaman, eski hal alanı yıkılıp, sanayi de kalktığı zaman, Mersin’in en büyük meydanına cepheli bir belediye binası olacak. Belediye binasını yaparken, 24 saat yaşayan bir belediye olsun, halk yararlansın istedik. Kafeteryası var. Hafta sonu bile sabah kahvaltısı için öğlen yemeği için isteyen vatandaş gelebilsin. Vatandaşın soğuk baktığı bir bina olmasın istiyoruz. İkincisi, şeffaf ve açık bir bina, tüm odaların 2 tarafı cam. Koridordan geçen herkes, içeride çalışan insanları görebiliyorlar. Üçüncüsü de Akdeniz kenti, güneş kenti dediğimiz Mezitli’de, bu güneşten yararlanmak gerekir. Enerji tasarrufunu da yapmak gerekir. Akdeniz’in tipik rengi beyaz renkte aydınlık olan şeffaf bir bina yapıldı. Mersin’in en güzel belediye binası, Türkiye’nin de en güzel belediye binalarından biri oldu.
Hemen karşımıza da kaymakamlığa da yer verdik ama maalesef kaymakamlık binasını hükümet desteği olmasına rağmen başlayamadılar. Büyükşehir Belediyesi de belediye binası yapacağız demişlerdi. Bütçesi çok daha fazla olmasına rağmen, projesini bile hazırlayamadılar. Ama biz kendi kıt imkanlarımızla, hükümetten bir destek almadan, kendi öz kaynaklarımızla, çok kısa sürede bu belediye binasını yaptık.
Mezitli Belediyesi’nin eski binası ne durumda, orayı nasıl değerlendireceksiniz?
-Eski binanın bulunduğu yer, nazım imar planında ticari alan olarak işaretlendi. Aslında orayı gelecekte belediye için finans kaynağı olarak düşündük. Ya ortak bir proje olarak değerlendirilir ya da satış olarak şekliyle.. Fakat iyi bir yatırımla değerlendirmek gerekir. Mevcut bina çok sağlam olmadığı için, herhangi bir sosyal projede kullanmadık. Yurt olarak düşünmüştük, fakat bunun sorumluluğunu alamazdık. Çünkü orada ilaveler yapılmış, belediyeye.. O nedenle şimdilik zemin katı, zabıta kullanıyor. Birinci katını belediye şirketi, diğer iki katı da boş durumda. Nihayetinde orası yıkılacak, tabi. Orayı belediyenin gelecekteki daha büyük yatırımları için finans aracı olarak düşünüyoruz.
Geçen 4,5 yıl içerisinde, 50O halk günü, 12 tane gönüllü evi, amfi tiyatro, gençlik merkezi, hobi bahçesi, 40 tane koruluk, aktif yaşlanma merkezleri, köy kütüphaneler, kadın üretici pazarları gibi aslında her biri, bir röportaj konusu olacak icraatlarda bulunmuşsunuz. Bu geçen dönemde, siz kendinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Başlarken, belli bir planlama yapmıştık. Belediyecilikten geldiğim için, performans programımızı, stratejik planları bunun üzerine kurgulamıştık.
1. yılımızda, halkın belediyeye ve Belediye Başkanı’na güvenini sağlayalım dedik. Çünkü halkın Türkiye’de ne siyasetçiye güveni var, ne belediye başkanına, ne de kurum olarak belediyelere fazlaca bir güveni yok. Bunu da sağlamadan başarıyı elde edemeyiz diye düşündük. İlk bir yılımızı bunun üzerine yoğunlaştık. Büyük bir çaba göstererek bunu sağladık. Bugün itibariyle Mezitli Belediyesi’ne ve başkanına halkın tam güvenini sağlamış durumdayız.
2. yılımızda, kadınları ön plana çıkarmak istedik. Çünkü kadınlara çok önem veriyoruz. Başta kırsal alandaki kadınlarımız olmak üzere ekonomik yönden güçlenebilmelerini önemsiyoruz. Kadınları güçlü kılmazsak, Türkiye’deki toplumsal dokuyu da, siyasal yapıyı da değiştiremeyiz. Kadınlara yönelik birçok proje yaptık. Bunlardan en çok önem verdiğim proje, Kadın Üretici Pazarları. 9 tane yapıldı. 650 kadınımız evlerine ekmek götürüyorlar. Ev alıyorlar, araba alıyorlar. Bunlardan hiçbir bedel istemeksizin bunu gerçekleştiriyoruz. Bu kadınların % 80 ‘i mensup olduğum partiden olmayan kadınlar. Kimseyi ayırdetmeksizin başarılı olduğumuza inanıyorum. Üreticiden tüketiciye, doğrudan sebze ve meyve pazarlaması ortamı sağlanmış oldu. 2. yılımızda ağırlıklı olarak kadın konusuna odaklandık.
3. yılımızda, sosyal, kültürel ve sanatsal çalışmalara önem verdik. Önce bunun yavaş yavaş altyapısını hazırladık. Bir taraftan Açık Hava Tiyatrosu gibi irili ufaklı sanat merkezleri gibi alt yapıları yaparken, bir taraftan da örgütlenmeyle bağdaştırmaya çalıştık. Örgütlenmeye önem veriyoruz. Örgütlenmek derken mensup olduğum partiye mensup arkadaşların örgütlenmesinden bahsetmiyorum. Bu arkadaşlar belli bir partiye üye zaten. Partiyi genişletmek, büyütmek için, partiden de öte Mezitli de, Atatürkçü ve cumhuriyet değerlerine sahip insanları ortak noktada buluşturmak için, bir takım örgütlenmeler yapmak gerekir, dedik. Bunlardan en önemlisi 12 tane Gönüllü Evimiz var. Gönüllü evleri herkese açık. Her partiden insanlar geliyor. Burası hem buluşma yeri oluyor, hem de bazı sanatsal faaliyetlerde bulunuluyor. Emekli Evi ve Gençlik Merkezlerini de aynı amaçla yaptık. Bir yatay örgütleme anlamında siyasal parti dışında insanları bir araya getirmeye çalıştık. Herkes bir şeyler yapsın istedik. Yaşı kaç olursa olsun bir şeyler yapabilir diye düşündük. Bir taraftan 80, 90 yaşında insanlara Aktif Yaş Alma Merkezi yaparken öte taraftan 3 yaşından itibaren çocuklara da Türkiye’nin en güzel anaokullarından birisini yaptık. Bununla da övünüyoruz. İleriki dönemde 0 yaşlarından itibaren başlayacak, daha interaktif mekanlar yaparak çocuklarımıza yönelik hizmeti daha da artıracağız. Yani 0 yaştan ölünceye kadar. Bir taraftan örgütlenmeyi sağlarken, bir taraftan Türkiye’nin siyasal anlamda aydınlanmasına zemin hazırlarken elbette ki, burada Mezitli’de yaşayanların mutlu olmasını istiyoruz. Sonuç olarak bizim hizmet odağımız insan teşkil etmekte.
İnsanlar sağlıklı olsun istiyoruz. Eğer insanlar sağlıklı olursa yaşı kaç olursa olsun insanların mutlu olacağına inanıyorum. Sağlıklı kent olma yönünde çabalarımız var. Bu arada Türkiye sağlıklı kentler birliğine üyeyiz, Dünya sağlıklı kentler birliğine üyelik için baş vurduk. Bisiklet yollarını arttırdık. 2 tane aktif yaş alma merkezi gerçekleştirdik. Ana okullarını çoğaltıyoruz. İnsanların mutlu olmadıktan sonra o şehirde istediğiniz kadar asfalt, kaldırım, park, yol yapın bunun hiçbir anlamı yok. İnsanlar özellikle makro açıdan baktığımız zaman mutlu olmasını sağlayacaksınız. Öbür taraftan demokrasinin daha fazla gelişmesi için çaba göstermeniz gerekiyor. Ben her zaman Mezitli, demokrasi ve özgürlük kenti diyorum. Mezitli, Atatürkçülerin ve cumhuriyet değerlerine önem veren ve bunları korumak isteyen insanların topluluğu olan bir kenttir. Çoğu mutlu ama hepsi mutlu değil henüz. Hepsi gülsün istiyoruz. Hepsi güler yüzlü olsun istiyoruz. Ne zaman insanlar daha çok güler, daha çok mutlu olur, o zaman biz de belediye olarak başarılı olmuş oluruz diye düşünüyorum.
Geçmiş dönemde yapmak isteyip de yapamadığınız ya da “Keşke” dediğiniz bir şey var mı?
Belediyenin bütçesi bundan daha iyi kullanılamazdı diye düşünüyorum. Kendi paramdan daha fazla özen gösterdim ve dikkat ettim. Belediyenin benden önce de aynı gelir kaynakları vardı. Ama birçok yapılması gerekenlerin yapılmadığını görüyorsunuz. Keşke, ben geldiğimde belediye binası, modern bir belediye binası olsaydı. Keşke, bir kültür merkezi açılmış olsaydı. Ama biz bunları sıfırdan başladık. Kültür Merkezi’nin kaba inşaatı bitti, belediye binamız bitti. Birçok sanatsal yapı yaptık. Aynı parayla demek ki hükümetten destek almadan pek çok şey yapılabilirmiş. Onun için belediye bütçesini zaten % 100 gerçekleştiriyoruz. Belediyenin bütçesini en iyi şekilde, en doğru yerlere harcadığım kanaatindeyim. Keşke dediğim tabi ki bazı bir iki olay olmuştur. Çok az da olsa olmuştur. Örneğin Kültür Merkezi’ni deniz manzaralı bir yere yapacaktık sahilde. Orada tüm siyasi partiler, yasal olmasına karşın, “bazı apartman dairelerinin deniz manzarası kapanıyor” diye karşı çıktılar. Onların bu karşı çıkışı sonrası ihalesini yaptığımız halde kültür merkezini başka bir yere aldık yeni baştan ihale ettik ve bu gecikmeye yol açtı. Ama şimdi diyorum ki keşke, bu kararımdan vazgeçmeseydim. Demek ki belediye başkanları bazen bir grubun muhalefeti olabilir. Ama doğru neyse inandığı yolda gitmesi gerekir. Orada bir sapma gösterdim, kabul ediyorum.
Bahsettiğiniz yer neredeydi?
-Adnan Menderes bulvarının tam sonunda, köşede deniz manzaralı belediyeye ait, belediye hizmet alanıydı. Orada sadece 1. 2. kattaki insanlar, deniz manzarasından yoksun kalabilecekti. Ama bunu zaten onlar bu evi alırken biliyorlardı. Ama orada tüm partiler, CHP de dahil MHP de dahil istisnasız hepsi iş birliği yaptılar ve karşı çıkış gösterdiler. Oysa ben göreve gelirken söylemiştim doğru bildiğim yolda tek başıma da kalsam Yunus Emre’nin dediği gibi yoluma devam ederim, dedim. Orada bir sapma gösterdim. Keşke diyorum orada direnmiş olsaydım keşke o kültür Merkezi’ni orada yapmış olsaydım. Şimdiye çoktan bitmiş olurdu ve Mezitliler çok güzel, sanatsal aktiviteleri orada izlemiş olurdu. Orada neredeyse 2 senelik bir zaman kaybına yol açtı. Keşke dediğim böyle 1-2 böyle konu oldu.
Hazır, “Keşke” ler demişken, geçmişte dönüp baktığınızda geçen dönem içerisinde sizi çok üzen bir şey oldu mu?
-Yani tabi geçmişte üzen şeyler oldu. Ben göreve gelirken 68 ruhuyla, o zamandan öğrenci olarak geldiğimizden değişim için geliyorduk. Amaçlarımızdan birisi de oydu. Değişim için geliyordum. Siyasette de değiştireceğiz bazı şeyleri, kent yönetimini değiştireceğiz diyorduk. Bir hayli iddialıydık. Biz tabi 68 döneminde daha gençtik o zaman daha fazla hayallerimiz vardı, umutlarımız vardı. Hadi onu gençliğe veriyoruz. Dünyayı değiştireceğiz diyorduk o zamanlar bizler Türkiye’yi değiştireceğiz demiştik. Tam bağımsız demokratik Türkiye demiştik. Halen söyleniyor, biliyorsunuz. Belediye başkanlığına gelirken de değiştireceğiz diye gelmiştim ama mevcut siyasal yapıdaki statikonun bu değişime çok da böyle yol vermediğini gördüm. Bu konuda değişim yaratmada çok zorlandım, doğrusunu isterseniz. Tabii ki bu beni üzdü. Toplumun bu kadar değişime karşı direngen olduğunu, bazı menfaat çevrelerinin, siyasetçilerin ayak bağı olduğunu görmek beni üzdü, doğrusu.
Eğer partiniz tarafından tekrar aday gösterilip, Mezitli Belediye Başkanı olarak tekrar seçilirseniz, geçmiş dönemde yapamadığınız, ama önümüzdeki 5 yıl için gerçekleştirmek istediğiniz planlarınız nelerdir?
-Ben gerçekçiyim, her şeyden önce. Geçmiş dönemde de vadettiklerimin hepsini yerine getirdik. Vadettiklerimizden daha fazlasını yaptık. Türkiye’de de vadettiklerinden daha fazla iş yapan böyle bir belediyenin olduğunu zannetmiyorum. Çünkü belediye bütçesinin ne olduğunu biliyorum. Yapılacak her işin maliyetinin ne olduğunu biliyorum. Neyi yaparım neyi yapamam onu biliyorum. Çok hayalci değilim, gerçekçiyim. Yine partimiz görev verirse, yapacağımız işlerin tamamı belli. Ve bunların tamamını gerçekleştiririz. Ama bunlar neler diye düşünürseniz, ağırlığı bunun eğitim ve sanat üzerine kurgulanmıştır. Çünkü Mezitli buna layık. Entellektüel bir yapısı var. Sanata düşkün, sakin bir şehir istiyor, buradaki insanlar. Ben de Mezitli halkının duyarlı olduğu konularda çaba gösteriyorum. Ben de buna inanıyorum, zaten. Ben de toplumun, sanatla, kültürle, sporla ve eğitimle bir yere varacağına inanıyorum. İnsanların toprakla uğraşmasının çok doğru olduğunu biliyorum. Kentlerin, artık daha eko kent olması gerekir. Türkiye’deki şehirler olarak, dünyayla iletişim eksikliğimiz var. Birleşmiş Milletler gibi birleşmiş şehirler örgütü de var. Onlarla ilgili, çalışmalarımızı geliştirmemiz gerekiyor. Artık diğer ülkelerdeki şehirlerle daha yakın iletişime geçmemiz gerekir. Ki bu dönemde dahi önemli adımlar attık. Malta’da sokak ekonomisi konusunda çalıştaya davet edildik. Almanya’ya çeşitli defalar davet edildik. Kanada’ya arkadaşlarımız gitti. Kanada’dan belediye başkanımız ve beraberindeki heyet, bizim kadın üretici pazarlarını görmek için, yakında Mezitli’ye gelecekler. Önümüzdeki hafta Çin’e gideceğiz. Tüm dünyadan 300 ‘e yakın belediyenin 300 kadar proje ile katıldığı yarışmada 15 finalist arasında Türkiye’den sadece Mezitli var. Bunun sunumunu yapacağız. Orada tabii ki Türkiye’yi tanıtacağız. Mersin’i tanıtacağız. Mezitli’yi tanıtacağız. Mezitli’nin kadınlarını tanıtacağız. Artık sınırları aşmamız gerekiyor. Daha küresel anlamda diğer yabancı şehirlerle işbirliklerine , kültürel, sanatsal konular başta olmak üzere girmemiz gerekiyor ki, Türkiye daha çok gelişsin. Elbette Mezitli de daha iyi yerlere gelsin istiyoruz.
1/5000 Nazım İmar Planından dolayı Mezitli ’de de bir çok site etkileniyordu, son durum nedir?
Nazım plan onaylandı. Geçmiş 5 yıllık sürede de çok konuşulan bir konuydu. O zaman sonuçlanmadı. Göreve geldiğimiz tarihten beri 4,5 yıla yakın bir süre oldu. Yani ilk günden itibaren bu konuda çalışma başladı. Maalesef 4,5 yıl geçtikten sonra nazım imar planının çıkması, acı bir olay kuşkusuz. Sadece Mezitli’ye bakmıyoruz bu planda. Bildiğiniz gibi Mezitli, Toroslar, Yenişehir ve Akdeniz ilçelerini kapsıyor. Tümü itibariyle baktığım zaman benim hayal ettiğim Mersin ve Mezitli’yi göremedim, bu nazım planda. Onun için ben kişisel olarak bu nazım plana Büyükşehir Meclisi’nde evet oyu kullanmadım, red oyu kullandım. Çünkü başka şeyler hayal ediyordum. Öyle ya da böyle bir nazım plan çıktı. Zaten Büyükşehir Belediye Başkanımız da meclis toplantısında bu planın kendisinin de içine sinmediğini ifade etmişti. Benim de içime sinmiyordu. O yüzden red oyu kullanmıştım. Ama artık bu nazım plana da uymak zorundayız. Seçimlere kadar 1000 ‘lik uygulama imar planlarını yapmak, bizim gibi ilçe belediyelerinin görevi. Seçimlere kadar bitirmeyi hedefliyoruz. Arkadaşlar yoğun bir şekilde çalışıyor. Seçimlerde bu plan da bittiği zaman, normal şartlarda daha planlı kent adına daha güzel şeyler yapılabilirdi. Fakat Türkiye deki ekonomik kriz, maalesef bu planlara rağmen pek burada hareketlenme olmayacağını gösteriyor. Oysa yaşadığımız genel kriz olmamış olsaydı, bu planlarla beraber Mezitli’de daha çok hareket olacaktı. Mezitli, diğer ilçelerin ve Mersin’in nüfus artış hızının 3-4 katı nüfus artış hızına sahip bir ilçe. Mersin’deki en fazla nüfus artışı Mezitli’de. Mezitli’ye ilgi çok fazla. Mezitli, bazılarının ifadesiyle Mersin’in parlayan yıldızı. Güzel gelişiyor. Herkes burada mutlu. Daha güzel olacak.
Mezitli’de bir çok site sakinlerinin binalarının yıkılacağı ile ilgili tedirginlikleri var. Bu konu da ne söylersiniz?
-Orada herhangi bir yıkım söz konusu değil. Ben kendilerine de söyledim. Bazı sitelerde de toplantı da yaptık. Büyükşehir Meclis Toplantısı’nda da Büyükşehir Belediye Başkanımıza da dedim. Sizin ağzınızdan da bu arkadaşlar, bu ifadeyi duysunlar, rahat uyusunlar, hiçbir binanın yıkılmayacağını duysunlar dedim. Özellikle sahil bandında, daha önceki nazım planda, turizm alanı olarak işaretlemiş olması, arkadaşları kaygılandırdı. Tüm Tece, Davultepe ve Mezitli sahilindeki yapıların.. Ama son değişiklikle, bu bölgeler vatandaşın tercihine bırakıldı. Turizm, konut alanı veya ticari olarak kullanabilecekler. Öyle olunca artık arkadaşlar rahatladı. Münferit bazı yerlerde, kıyı kenar çizgisinden dolayı yeşil alanda kalan bölümü olan yapılar var. Ama hiçbir belediyenin de buraları kamulaştırmaya gücü yetmez. Kaldı ki, kamulaştırma yapsa bile bir belediye gelecekte gerçek değerinin dışında, emlak vergi değeri gibi veya başka küçük bir değerle de kamulaştırma şansı yok, zaten. O nedenle herkesin rahat olmasını istiyorum. Kimsenin herhangi bir endişeye kapılmaması gerekir.
Mezitli’deki Suriyeli nüfusu çok fazla. Mezitli’nin 190 bin civarında nüfusu var. Gayri resmi olanlarla birlikte sizin söyleminizle yaklaşık 75 bin civarında Suriyeli var. Bu konuda düşüncelerini paylaşır mısınız?
Yani evet, 40 bin küsür, resmi kayıtlarda gelen Suriyeli. Bir de tabi kayıtsız olanlarla daha çok oluyor. Suriye meselesi Türkiye’de bir olgu. Kuşkusuz bunun hükümet politikası ile bir şekilde şekillenmesi gerekiyor, düzenlenmesi gerekiyor. Nasıl yurt dışındaki Türk ve öbür uluslardan gelen göçmenler ve mülteciler var ve bunların uyumu, entegrasyonu konusunda oradaki hükümet, bu konuda bazı çalışmaları yapıyorsa, Türkiye de devletin, hükümetin bu konuda çaba göstermesi gerekiyor. Bunlar belediyelere rağmen olmuş bir olay. Belediyelere, Suriyeliler konusunda hiçbir şekilde, hiçbir yerden bir destek yurtiçinden veya yurtdışından destek gelmemekte. Ama bu kadar nüfusun hizmetini siz karşılıyorsunuz burada. Bu insanların başta çocukları ve kadınları olmak üzere bunların burada yaşayan insanlarda bir entegrasyonu, uyumu konusunda çaba gösterilmesi gerekir. Daha makro düzeyde tabi ki bizim parti olarak düşüncemiz dünyada barışın, yurtta barışın sağlanıp savaşın olmaması. Umarız savaş biter, Suriye’deki bu olumsuzluklar biter, umarız buradaki Suriyeliler kendi ülkelerine, kendi topraklarına, kendi komşularına kavuşurlar. Mezitli’deki yaşayan insanların yaşam biçimiyle, Mezitli’deki Suriyelilerin yaşam biçimi arasında bir uyum, entegrasyon sağlanmış değil. Tabi ki bu durum, kitlelerde rahatsızlık yarattığı gibi, belediyemizin de özellikle yaz aylarında, sahil bandında olmak üzere bazı problemler yaşamasına neden oluyor. Bunun hükümet tarafından ciddi bir şekilde ele alınması gerekiyor diye düşünüyorum.
Her başarılı erkeğin arkasında başarılı bir kadın vardır genelde. Sizin de eşiniz Sembol Hanım, genelde hep yanınızda destek oluyor. Bu konuda ne söylersiniz ?
Evet, belediyeyle bir ilgisi yok esas itibariyle. Belediye işlerine karışmaz ama o da üniversiteden emekli olduğu için kadınlar konusunda ben belediye başkanı olsam da olmasam da o yine o çalışmalarını sürdürecektir zaten. Kadınların bu topluma kazandırılması konusunda özellikle bazı kadın örgütleriyle çalışmalarını sürdürüyor. O da bundan zevk alıyor zaten. Ve ailede mutlu olmak da önemli. Biz de ailemizde, mutluyuz! 2 de çocuğum var, 1 kız 1 oğlum var. Onlar da gerçekten örnek çocuklar. Nikah kıydığımda, zaman zaman söylüyorum yeni çiftlere, en az benim kadar mutlu olursunuz diyorum. Hakikatten dilerim ki en az benim kadar onlar da mutlu olurlar. Mezitli’de çok sayıdaki insan biraz da bu nedenle nikahlarını benim kıymamı istiyorlar. Her ne kadar zamanımızı biraz fazla alsa da, gitmeye çalışıyorum. Şimdiye kadar da nikahını kıydıklarım mutlu olduğunu duyuyorum.
Mersin İNTERNET HABER okuyucularına son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Kentlerde yaşayan insanların. o kente aidiyet duygusunun olması lazım. Ama ne yazık ki bir çok kentte bunu pek göremiyoruz. Kentte yaşayanlarda da, belediye çalışanlarında da, bu aidiyet duygusunun daha çok gelişmesi gerekir. O kentte yaşamanın bir ayrıcalığı olduğunu, o belediyede çalışmış olmanın bir kimlik verdiğini hissetmeleri gerekir. Ama bu Türkiye’nin sorunu değil tabi ki, bütün kentlerde var bu. Biz bunu güçlendirmek istiyoruz. İnsanların kentlerine, belediyelerine destek çıkmasını istiyoruz. Biz sonuç itibariyle burada yaşayan insanların, belediye çalışanlarının daha mutlu olmasını düşünüyoruz. Amacımız daha sağlıklı olsunlar, daha mutlu olsunlar. Eğer siz mutlu değilseniz bu güzel havanın zevkini alamazsınız. Çevredeki yeşilliği göremezsiniz. Önünüzdeki denizden herhangi bir şekilde yararlanamazsınız, duygulanamazsınız. Önce onun için mutlu olmak lazım. Bunun nedenlerini de araştırmak gerekir. Biz de buna ne kadar katkı yapabiliriz onun çabası içerisindeyiz. Ben Mezitli’ye demokrasi kenti, özgürlük kenti diyorum. İnşallah gelecekte, herkesin mutlu olduğu kent deriz. “Mutlu Mezitli” deriz.